top of page
Yazarın fotoğrafıGAMEL HOCA

Irregular Verbs - Düzensiz Fiiller: Yaygın Kullanılan Düzensiz Fiiller ve Örnekler

Commonly Used Irregular Verbs: Examples and Turkish Translations

[Yaygın Kullanılan Düzensiz Fiiller: Örnekler ve Türkçe Çevirileri]

Base Form (v1)

Past Tense (v2)

Past Participle (v3)

be

was / were

been

begin

began

begun

break

broke

broken

bring

brought

brought

buy

bought

bought

come

came

come

do

did

done

eat

ate

eaten

find

found

found

get

got

got / gotten

go

went

gone

have

had

had

make

made

made

say

said

said

see

saw

seen

take

took

taken

think

thought

thought

write

wrote

written

become

became

become

choose

chose

chosen

drive

drove

driven

fall

fell

fallen

forget

forgot

forgotten

forgive

forgave

forgiven

freeze

froze

frozen

get

got

got / gotten

give

gave

given

grow

grew

grown

know

knew

known

leave

left

left

lose

lost

lost

ride

rode

ridden

ring

rang

rung

run

ran

run

see

saw

seen

sing

sang

sung

swim

swam

swum

teach

taught

taught

wear

wore

worn

win

won

won

begin

began

begun

bet

bet

bet

bite

bit

bitten

blow

blew

blown

break

broke

broken

choose

chose

chosen

do

did

done

draw

drew

drawn

drink

drank

drunk

drive

drove

driven

eat

ate

eaten

fall

fell

fallen

fly

flew

flown

forget

forgot

forgotten

forgive

forgave

forgiven

freeze

froze

frozen

give

gave

given

go

went

gone

grow

grew

grown

have

had

had

know

knew

known

make

made

made

ride

rode

ridden

ring

rang

rung

rise

rose

risen

run

ran

run

see

saw

seen

shake

shook

shaken

sing

sang

sung

speak

spoke

spoken

steal

stole

stolen

swim

swam

swum

take

took

taken

teach

taught

taught

throw

threw

thrown

wear

wore

worn

win

won

won

Example Sentences 

  • be: She was tired yesterday.- O dün yorgundu.

  • begin: They began the race at noon. - Onlar yarışa öğlen başladı.

  • break: He broke the glass by accident. 

- Kazara o bardağı kırdı.

  • bring: Can you bring some snacks to the party? 

- Partiye atıştırmalık getirebilir misin?

  • buy: She bought a new dress for the event. 

- O etkinlik için yeni bir elbise satın aldı.

  • come: The cat came inside the house. 

- Kedi eve girdi.

  • do: They did their homework before going out. 

- Dışarı çıkmadan önce ev ödevlerini yaptılar.

  • eat: I ate a delicious meal for lunch. 

- Öğle yemeği için lezzetli bir yemek yedim.

  • find: He found his lost keys under the sofa. 

- Kayıp anahtarlarını koltuğun altında buldu.

  • get: I got a new job offer yesterday.

- Dün yeni bir iş teklifi aldım.

  • go: We went to the park on the weekend. 

- Hafta sonu parka gittik.

  • have: She had a fantastic time at the party. 

- Partide harika zaman geçirdi

  • make: He made a cake for his sister's birthday. 

- Kardeşinin doğum günü için bir pasta yaptı.

  • say: The teacher said the answer is correct. 

- Öğretmen cevabın doğru olduğunu söyledi.

  • see: I saw a shooting star last night. 

- Dün gece bir yıldız kayması gördüm.

  • take: Please take this book with you.

- Lütfen bu kitabı yanında götür.

  • think: She thought it was a good idea. 

- O iyi bir fikir olduğunu düşündü.

  • write: He wrote a beautiful poem for her. 

- Onun için güzel bir şiir yazdı.

  • become: She became a doctor after years of study.

- Yıllarca çalıştıktan sonra doktor oldu.

  • choose: They chose the blue car over the red one. 

- Kırmızı olan yerine mavi arabayı seçtiler.

  • drive: He drove his friends to the airport. 

-Arkadaşlarını havaalanına götürdü.

  • fall: The leaves fell from the trees in autumn.

- Yapraklar sonbaharda ağaçlardan düştü.

  • forget: I forgot to bring my umbrella in the rain. 

-Yağmurda şemsiyemi getirmeyi unuttum.


  • forgive: She forgave him for his mistake.

 - Onun hatasını affetti.

  • freeze: The water in the pond froze in winter.

 -Havuzdaki su kışın dondu

  • give: He gave me a thoughtful gift for my birthday. 

- Doğum günüm için düşünceli bir hediye verdi.

  • grow: The plants grew quickly in the fertile soil. 

- Bitkiler verimli toprakta hızla büyüdü.

  • know: They knew the answer to the riddle. 

- Bilmece'nin cevabını biliyorlardı.

  • leave: She left her bag on the bus.

 - Çantasını otobüste unuttu.

  • lose: I lost my keys somewhere in the house. 

- Anahtarlarımı evde bir yerde kaybettim.

  • ride: We rode our bikes to the park. 

- Parka bisikletlerimizle gittik.

  • ring: The phone rang just as I was leaving. 

- Telefonu tam çıkarken çaldı.

  • run: He ran a marathon last month. 

- Geçen ay bir maraton koştu.

  • sing: She sang a beautiful song at the concert. 

- Konserde güzel bir şarkı söyledi.

  • swim: We swam in the ocean on a hot day.

    - Sıcak bir günde denizde yüzdük.

  • teach: The teacher taught them new concepts in class.

    - Öğretmen onlara dersinde yeni kavramlar öğretti.

  • wear: He wore a suit to the formal event.

    - Resmi etkinlikte bir takım elbise giydi.

  • win: They won the championship trophy.

    - Onlar şampiyonluk kupasını kazandılar.

  • bite: The dog bit my hand when I tried to pet it.

    - Onu okşamaya çalıştığımda köpek elime ısırdı.

  • blow: The wind blew strongly during the storm.

    - Fırtınada rüzgar güçlü bir şekilde esti.

  • draw: She drew a beautiful picture of the sunset.

    - O günbatımının güzel bir resmini çizdi.

  • fly: We flew to Europe for our vacation.

    - Tatil için Avrupa'ya uçtuk.

  • rise: The sun rose early in the morning.

    - Güneş sabahın erken saatlerinde doğdu.

  • shake: He shook my hand firmly when we met.

    - Tanıştığımızda elimi sıkı bir şekilde salladı.

  • speak: She spoke fluently in front of the audience.

    - Seyircilerin önünde akıcı bir şekilde konuştu.

  • steal: Someone stole my bike from the park.

    - Birisi bisikletimi parktan çaldı.

  • throw: He threw the ball to his friend.

  • - Topu arkadaşına attı.


V2 ve V3 Fiil Formlarını İngilizcede Ne Zaman Kullanmalıyız?

Özellikle düzensiz fiil formlarıyla İngilizce öğrenirken, "V2" ve "V3" terimleriyle karşılaşmak yaygındır. Ancak bu terimler ne anlama geliyor ve bunları ne zaman kullanıyoruz? En basit şekilde anlatmaya çalışalım.


V2 ve V3: Temel Bilgiler:

V2 ve V3, genellikle geçmiş eylemleri anlatırken karşılaşacağınız iki farklı fiil formudur. Bu, fiillerin zamanı (eylemin ne zaman gerçekleştiği) ve eylemle ilgili bir şeyi mi anlattığımıza bağlı olarak formlarının değiştiği İngilizce'nin bir parçasıdır.


V2 - Geçmiş Zaman Formu:

V2, aynı zamanda geçmiş zaman formu olarak da bilinir ve geçmişte meydana gelen eylemleri anlatmak için kullanılır. Düzenli fiiller için, sadece temel forma "-ed" ekleyerek V2 formunu oluşturursunuz. Örneğin, "play" kelimesi "played," "walk" kelimesi "walked" şeklinde değişir. Ancak düzensiz fiiller için, listemizdeki gibi, V2 formu benzersizdir ve düzenli "-ed" kalıbını takip etmez.


V2 Ne Zaman Kullanılır:

V2'yi, geçmişte yaşanan olayları anlatırken, hikaye anlatırken veya geçmişte gerçekleşen eylemleri tarif ederken kullanırız. Örneğin:


Dün arkadaşlarımla futbol oynadım.

Geçen gece şık bir restoranda akşam yemeği yedi.

V3 - Geçmiş Zaman Belirli Hali:

V3, aynı zamanda geçmiş zaman belirli hali olarak da bilinir ve şimdiki mükemmel, geçmiş mükemmel ve edilgen yapı oluşturmak gerektiğinde kullanılır. Ayrıca "have," "has," "had" ve "is" gibi yardımcı fiillerden sonra kullanılır.


V3 Ne Zaman Kullanılır:

V3'ü birkaç farklı durumda kullanırız:

Şimdiki Mükemmel: Daha önce sushi yedim.

Geçmiş Mükemmel: Vardığımda, onlar zaten gitmişti.

Edilgen Yapı: Kitap bir ünlü yazar tarafından yazılmıştır.


Özet:

Basitçe ifade etmek gerekirse, V2, geçmişte yaşanan eylemleri anlatmak için kullandığımız formdur. V3, çeşitli zamanlarda ve yardımcı fiillerle kullanmamız gereken formdur. Unutmayın, V2 ve V3, düzensiz fiillerle biraz karmaşık olabilir, ancak pratik yapmak mükemmel sonuçlar doğurur. Onları ne kadar çok kullanırsanız, İngilizce iletişiminizde daha doğal bir şekilde kullanabilir hale geleceksiniz.


Sonuç:

V2 ve V3 fiil formlarını ne zaman kullanacağınızı anlamak, İngilizce dil bilgisini öğrenmede önemli bir adımdır. Bu formların temelini kavrayarak, geçmiş eylemleri ifade edebilecek ve çeşitli zamanları özgüvenle oluşturabileceksiniz. Yani, bol bol pratik yapın ve yakında bu formları konuşmalarınızda ve yazılarınızda sorunsuz bir şekilde kullanacaksınız!



19 görüntüleme0 yorum

Comments


İngilizce 360: A1-C1 Kurs, Rehber & Kaynak Kütüphanesi
 

İngilizce360: Türkçe Konuşanlar İçin Kapsamlı İngilizce Kursu, Rehber, Öğrenme Sistemi ve Kaynak Kütüphanesi

bottom of page